Proleter Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Proleter Forum

Yaşasın Devrim &Yaşasın Sosyalizm..
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Sıhhıye'yi dolduran 100 bini aşkın işçi ve emekçi faturayı ödemeyi reddetti!
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından STEEL Paz Kas. 30, 2008 9:42 pm

» Grup Kızılırmak Tüm Albümler
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:46 pm

» Ferhat Tunç
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:44 pm

» Tecavüzcüler M.T, K.H, Y.K. ile mi sınırlı?
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından STEEL Paz Kas. 30, 2008 5:43 pm

» Grup Munzur
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:43 pm

» Onur Akın
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:41 pm

» Metin Kemal Kahraman
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:39 pm

» Kardeş Türküler
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:36 pm

» Grup Vardiya Tüm Albümleri
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:23 pm

» Grup Baran
29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:15 pm

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
Ortaklar
bedava forum

 

 29 Kasım 2008'de Ankara Kızılay Meydanındayız...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
STEEL
Admin
STEEL


Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 28/11/08
Yaş : 37

29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... Empty
MesajKonu: 29 Kasım 2008'de Ankara Kızılay Meydanındayız...   29 Kasım 2008'de  Ankara Kızılay Meydanındayız... EmptyC.tesi Kas. 29, 2008 12:37 am

29 Kasımda Kızılay Meydanındayız. Krizin faturasını biz işçi sınıfına ödetmelerine izin vermeyeceğiz. Bu son artık bizim sırtımızdan bir kriz daha atlatamazlar. Zaman birlik olma zamanıdır… ****

Önce "Krizi fırsata dönüştürmekten söz edildi, "kriz bize teğet geçecek" denilmeye başlandı.. Sonra "Kriz bizi etkilemeye başladı, hedefimiz en az zararla atlatmak" denildi.. Erdoğan'dan finans sektörüne uyarı geldi: "Kredileri geri çağırmayın, reel sektör olmazsa sizde olmazsınız"… TÜSİAD’ DAN, Erdoğan'a uyarı geldi: "IMF ile anlaşmalısınız."...Dünyadaki ekonomik bunalımın etkileri kendisini yakıcı bir şekilde hissettirmesine rağmen, neo-liberal kafayla, saçma sapan sözler sarf edildi, hiç bir şey yapılamadı.. "İyimser hava" yaratılmaya, "piyasalara güven verilmeye" çalışıldı... Yalan sözler, vaatler, boş beklentiler ve burjuva kesiminde tam bir hayal kırıklığı… Sonuç; neo-liberallerin hezimete uğraması... Her şey denilenin tersi bir şekilde gelişimine devam ediyor...

Her bunalım, krizlerle beraber, genel bir buhrana yol açar… Bir durgunluk ortamı oluşur... Finanse edilemeyen ve yenilenemeyen sermayeyle birlikte "reel sektör" denilen kesimde de iflaslar başlar... Binlerce işçi, işsiz kalır… Sonuçta burjuvazinin açgözlülüğüyle, artı-değer hırsıyla oluşan aşırı üretim kaynaklı bunalımın faturası emekçilere yüklenir... Bugün likit sıkışıklığı olarak gösterilen krizlerin, borsa çöküntülerinin, yükselen kurların ve faizlerin asıl kaynağı da aşırı üretimdir. Paramsı ya da hayali sermaye üzerinden yapılan üretimdir, finansal enstrümanlarla kurulan ilişkiler ağıdır…

Oluşan saadet zincirinin bozulması ve finans kanallarının, bankaların bunalımdan nasibini almasıyla, sanayi kesiminin etkileneceğini, iflasların ve işten çıkarmaların yaşanacağını düşünmemek alıklıktır… Zaten işten çıkarmalar yaşanmıştır ve devamı da gelecektir. Tekstilde son iki yılda işten çıkarılanların sayısının 200.000 civarında olduğu söylendi… İşsizlik ödeneği alanların sayısının ise bu yıl 42.000 kadar olduğu söyleniyor… İşsiz sayısının Temmuz 2008'de geçen yılın aynı aynına göre 202.000 kişi artarak, 2.353.000 olduğu belirtiliyor. Çalışma çağına gelenlerin istihdam dışına çıkması bu sayıyı düşük gösteriyor. Bunlar olurken, açgözlü patronlar gözlerini İşsizlik fonuna bile dikebilmektedir..

Dünya Merkez Bankaları'nın ardı ardına "kurtarma paketi" adı altında piyasayı fon lamalarının,faiz indirimlerinin, gelecek olanı ötelemekten başka bir işe yaramadığı görülmüştür.. Her kriz dalgası karşısında senaryo üreten burjuva kalemşorları, hükümet adamları kriz dalgası atlatıldığında "piyasalara güven geldi" diyerek köşelerine çekilmiştir. Mali krizin son (5.) dalgasının ardından bugün Tayyip Erdoğan'da yine aynı şeyleri söylemektedir.. "IMF'ye ümüğümüzü sıktırmamak" için debelenip durmaktadır, ama doğalgaz zammıyla enflasyon %10'a fırlayıvermiştir.. Ne yapacağını bilemediği için, şimdilik ipini koparmış köpekler gibi oraya buraya saldırmaya, çatmaya devam etmektedir.. Hiçbir şey yapmamaktadır..Zaten yapabileceği pek bir şey olduğu söylenemez.. Çünkü üretimdeki veya piyasadaki anarşi ile baş edilemez.. Piyasalardaki bu tıkanıklığı "aşabilmek", yani geçiştirebilmek için, devletin müdahalesi gereklidir. Devletin müdahalesi ise, IMF'nin kucağına oturmakla zaten eşanlamlıdır.

Herkes sermaye kesiminin içine düştüğü sıkıntıdan bahsederken ve aslında olmayan sermayeyi kurtarma derdine düşerken, milyonlarca insanın işsiz kalması ve açlıkla yüz yüze gelmesi üzerinde kimse durmamaktadır.. Doğru dürüst bir sosyal güvencesi olmayan işçi ve işsizler ordusunun halini kimse aklına getirmemektedir. Hal böyle olunca, 29 Kasım'da yapılacak kriz mitingi de önem kazanmaktadır... Kriz dalgalarının ergenekon dalgalarına karıştığı bir ortamda, sermaye kesiminin yalan, düzmece, aldatmaca, karalamaca işine giriştiği bir anda, açlıkla yüz yüze gelen milyonlarca emekçinin sesini bir şekilde duyurabilmek gerekmektedir. Devletin yalan kampanyasının emekçi halkı aldatmaya yetmeyeceği ispatlanmalıdır.. Krizin faturası emekçi halka çıkartılmak istenmektedir.. Hayali sermayeyi, batık kredileri rahat rahat kurtarabilmek, yükünü emekçi halkın omuzlarına yükleyebilmek için hayali örgüt (Ergenekon) yargılamalarıyla gündem meşgul edilmektedir. Neo-liberaller, burjuvazinin bütün günahlarını birkaç çapulcunun üzerine yükleyerek, bütün lekelerini temizleyebileceklerini sanmaktadırlar.. Oysa "derin" devletin komedyası Ergenekon üzerinde senaryolar yazılıp çizilirken, hemen hemen her türlü şey Ergenekon'a bağlanmaya çalışılırken, "derin" devletin tragedyası Susurluk davasının üstü örtülmektedir...
***

Kriz İçin Eylem Kılavuzu!!!

Kapitalizmin ve sermaye sınıfının iflasının faturasını ödemeye başladık...
Elektrikten doğalgaza, oradan odun kömüre, yakında doğal sonucu olacak iğneden ipliğe zamlar...
işten çıkarmalar, uzun vardiyalar...
esnek çalışma, kuralsız sendikasız sigortasız güvencesiz çalışmalar

yapısal bir sorun ve sonucu olan kapitalizmin dayattığı işsizlik gibi bir azgın canavarın pençesine düşeceğiz.
Küçük üreticiler bu tür sığ piyasalarda ve pazarların hızlı olmadığı dönemlerde batıp proleterleşeceklerdir
şimdi biz ne yapabiliriz önden ve ilk elden bunları tartışalım benim bir kaç önerim olacak
ülkemizde pek yaygın olmayan bir tarz, AKTİF BOYKOT ve eylem kültürünü geliştirmeli ve tabandan örgütler yaratmalıyız.

1-Doğalgaz ve elektrik kullanımını terk edebileceğimiz kadar terk edip, her gün çeşitli kampanyalarla bu sorun üzerinden eylemler yapmalıyız bu eylemleri iş yeri mahalle kampus komitelerinden hareket ederek ortaklaştırmalıyız;

2-Her alanın öz sorunu üzerinden örgütlenmeli ve birleşik bir mücadele hattı yakalamalıyız (gençlik, işçiler, köylüler, emekçi, memurlar v.b.);

3-Elektrik, telefon, doğalgaz v.s. faturalarını ödemeyip kitlesel biçimde ilgili kurumları bloke edip işlemez hale getirebiliriz;

4-Borsayı durduracak bir eylem tezgahlamaya çalışmalıyız, borsayı bloke edebiliriz;

5-Örgütlü olan işçi kesimleriyle organik bağlar kurup, mücadeleyi birleştirip, onları daha ileriden talepler için mücadeleye yönlendirebiliriz


6-Parasız sağlık, parasız eğitim, sağlıklı konutlar, insan gibi yaşanacak çevre ve kent- köy yaşantısı...
Bu ve benzeri talepler için örgütlü birlikler kurup birleşebiliriz.


Miting Düzenleme Kurulunda olan ve mitinge katılacak olan kitle, sendika ve partiler:

• Sosyalist Demokrasi Partisi
• TTB
• Çiftçi Sen
• Alevi Bektaşi Federasyonu
• Tüketici Dernekleri Federasyonu
• Devrimci 78’liler Federasyonu
• Mülkiyeliler Birliği
• İHD
• TİHV
• Pir Sultan Abdal Derneği
• Alevi Kültür Dernekleri
• Halkevleri
• BAK
• CHP
• DSİP
• DTP
• EHP
• EMEP
• ESP
• ÖDP
• SEH
• SHP
• SP
• TKP
• TÖP
• KESK
• DİSK
• Türk-İş
• Mimar Mühendisler Odası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
29 Kasım 2008'de Ankara Kızılay Meydanındayız...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 29 Kasım saldırı SDP açıklaması

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Proleter Forum :: Politik Konuların Tartışılacagı Bölüm-
Buraya geçin: