STEEL
Admin
Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 28/11/08
Yaş : 37
 | | Konu: Sıhhıye'yi dolduran 100 bini aşkın işçi ve emekçi faturayı ödemeyi reddetti! Paz Kas. 30, 2008 9:42 pm | |
| “Krizin faturası kapitalistlere!” 29.11.2008 - Kapitalizmin krizi derinleşirken asalak patronlar krizin etkilerini en aza indirmek için faturayı emekçilere kesmeye çabalıyor. Krizin şiddetini daha yeni yeni göstermeye başladığı bu aşamada bile yüzbinlerce işçinin tensikata uğraması, işsizliğin büyük bir hızla yükselmesi saldırının boyutlarını gözler önüne seriyor.
Sermaye sınıfı bir kez daha işçi sınıfı üzerindeki baskısını arttırmaya çalışırken işçi ve emekçiler cephesinden de krize karşı sesler yükseliyor. Bugüne kadar parçalı ve cılız çıkan sesler bugün gerçekleştirilen miting ile birlikte yeni bir ivme kazandı. Ankara Sıhhıye Meydanı'nı dolduran 100 bini aşkın işçi ve emekçi “Krizin faturası kapitalistlere!” şiarını sermayeye karşı tok biçimde haykırdı.
Onbinlerce emekçi Ankara yollarında!
DİSK ve KESK tarafından haftalar öncesinden çağrısı yapılan, sendikalar, meslek odaları, kitle örgütleri ve siyasi hareketler tarafından desteklenen “Krizin bedelini ödemeyeceğiz” mitingi için yüzlerce otobüs 28 Kasım akşamı tüm illerden Ankara'ya doğru yola koyuldu. Kentlerin önemli merkezlerinde toplanan onbinlerce emekçi halaylar ve sloganlar eşliğinde otobüslere bindiler.
800'ü aşkın otobüs ile Ankara yollarına düşen emekçiler Ankara'ya girmeden önce dört ayrı noktada biraraya geldiler. İstanbul ve Trakya bölgesinden gelecek katılımcılar Ankara girişinde bulunan Total Elf benzin istasyonlarında, Güneydoğu Anadolu, Çukurova ve Akdeniz bölgesinden gelecek katılımcılar Gölbaşı’nda bulunan Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu tesislerinde, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesinden gelenler Elmadağ Soysaldı tesislerinde, Ege ve Güney Marmara bölgelerinden gelecek katılımcılarsa Sivrihisar’ı geçtikten sonra bulunan Nasrettin Hoca tesislerinde biraraya geldikten sonra dört koldan Ankara'ya girdiler.
Yürüyüş hazırlıkları tamamlanıyor!
Otobüslerin sabahın erken saatlerinde hipodromda toplanmasının ardından yürüyüşün son hazırlıkları tamamlanmaya başlandı. Sendikalar, meslek odaları, siyasi partiler, devrimci kurumlar, kitle örgütleri, yöre dernekleri pankart ve flamalarını açarak Ankara Garı önünde toplanmaya başladı. İşçi ve emekçiler Ankara ayazına karşı davul zurna eşliğinde çektikleri halaylar ve sloganlarla ısınarak miting saatini beklemeye başladılar.
Yürüyüş başlıyor!
Gar önünde bekleyen işçi ve emekçiler yürüyüş saatinin gelmesiyle birlikte kortejlerini oluşturarak yürüyüşe başladılar. Kortejlerin en önünde “Krizin bedelini ödemeyeceğiz / İşsizliğe zamlara ve yoksulluğa karşı emek, barış demokrasi! / DİSK” pankartı yer aldı. DİSK ana pankartının ardında ise DİSK’e bağlı sendikalar pankartlarıyla yer aldılar.
“Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz!” pankartı ve flamalarla eyleme katılan Birleşik Metal İş Sendikası’nın korteji oldukça kitlesel ve coşkuluydu. Fabrika pankartlarıyla eyleme katılan metal işçileri kortejinde, işten atma saldırılarına karşı verdikleri mücadeleyle gündeme gelen Asil Çelik, Tezcan Galveniz ve Philips işçileri pankart ve dövizleriyle yer alırken yine grevci TEGA işçileri BMİS kortejinde kendi pankartlarıyla yürüdüler. Birleşik Metal-İş kortejinde kriz ve işten çıkarmaların yanı sıra TİS süreci de temel bir gündem olarak ele alındı.
DİSK kortejinin bir diğer kitlesel sendikası ise Genel-İş oldu. Dev Sağlık-İş, Genç-Sen ve Sine-Sen'de eyleme anlamlı bir katılım gerçekleştirdiler. Yine Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nde direnişte olan yemekhane işçileri DİSK kortejinde kendi talepleriyle yer aldılar.
KESK'ten güçlü katılım!
DİSK sendikalarının arkasından KESK'e bağlı sendikalar yürüdüler. KESK korteji yürüyüş ve miting boyunca kitleselliği ile dikkat çekti. Özellikle KESK'e bağlı sendikaların Ankara şubelerinin yüksek katılım sağladığı mitingde en kitlesel katılımın Eğitim-Sen tarafından sağlandığı görüldü.
Eğitim Sen'liler krizi ve zamları gündeme alan pankartlarıyla mitingin en kitlesel ve coşkulu kortejini oluşturdular. Sağlık Emekçileri Sendikası da mitinge hayli kitlesel katıldı.
Eyleme Kürdistan'dan gelen sendika kortejlerinde krizin yanısıra ulusal talepler de yoğun olarak yer aldı.
TÜRK-İŞ'ten anlamlı destek
KESK'e bağlı sendikaların ardından mitinge katılma kararını son anda alan TMMOB yer aldı. TMMOB katılmayı geç planlamış olmasına rağmen anlamlı bir katılım sergiledi.
TÜRK-İŞ Ankara Şubeler Platformu da mitinge katılarak destek verdi. Petrol İş, TÜMTİS, Tez-Koop-İş ve Tek Gıda İş Ankara Şubeleri pankartlarını açarak eyleme katıldılar. TÜRK-İŞ sendikaları özellikle alana girişleri sırasında coşkuyla atılan “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları ile karşılandılar. TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Mustafa Türkel'de mitinge katılarak destek verdi.
Sendika ve meslek odalarının arkasında ise ilerici ve devrimci kurumlar yer aldılar. Alevi örgütlerinin ve yöre derneklerinin katılımının sınırlı olduğu mitingde Halkevleri ve Yurtsever Cephe'nin katılım dikkat çekti.
BDSP: Krizin faturası kapitalistlere!
Komünistler de toplanma anından itibaren kortejlerini oluşturdular. En önde “Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm!” ve “Krizin faturası kapitalistlere!” şiarlı BDSP pankartlarının açıldığı kortejde, BDSP’nin ardında “Gücümüz birliğimizden gelir!” pankartı ile Topkapı İşçi Derneği (Tİ-DER) yer aldı. Topkapı işçileri ayrıca “Krizin faturası patronlara!”, “İşten çıkarmalar yasaklansın!”, “Ücretsiz izinler kaldırılsın!” gibi taleplerin yer aldığı dövizler taşıdılar.
Tİ-DER’i “Gemileri yaktık geri dönüş yok! / Tersane İşçileri Birliği Derneği” pankartını taşıyan ve baretleri ile eyleme katılan tersane işçileri izledi. Tersane işçileri Tuzla cehenneminde yaktıkları direniş ateşini Ankara’ya da taşıdılar.
Mamak İşçi Kültür Evi, "Sosyal yıkım saldırına, çürüyen sermaye düzenine, çeteleşen devlete ve geleceksizliği karşı çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde" şiarının yazılı olduğu pankartla katıldı. Sincan İşçi Derneği Girişimi ise “Krizin faturasını ödememek için örgütlü mücadeleye”pankartıyla yürüyüş kortejinde yerini aldı.
Genç komünistler “Bu çürümüş düzenin tek alternatifi sosyalizmdir! / Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm! / Ekim Gençliği” pankartı ile kortejdeki yerlerini aldılar. Ekim Gençliği kortejinde “Geçit yok!” kampanyasının afişlerinden oluşan dövizler taşındı.
BDSP kortejinde ağırlıklı olarak krizin faturasını kapitalistlere ödetme çağrısının yer aldığı sloganlar atıldı. Komünistler alana yönelik de çok yönlü bir müdahale gerçekleştirdiler. BDSP tarafından çıkarılan kriz gündemli bildirinin dağıtımının yanısıra sınıfın, devrimin ve sosyalizmin sesi Kızıl Bayrak gazetesi de işçi ve emekçilere ulaştırıldı.
Sosyalist Kamu Emekçileri alanda Kamu Emekçileri Bülteni dağıtımı gerçekleştirirken, BDSP'li Metal İşçileri de Birleşik Metal-İş Sendikası kortejine Metal İşçileri Bülteni'nin dağıtımını yaptılar.
“Koca sakallı Marx haklı çıktı!”
Kortejlerin büyük bir kısmının alana girmesiyle birlikte miting programı, gerçekleştirilen saygı duruşu ile başladı. Saygı durşunun ardından alanda bulunan sendika, meslek odası, parti ve dernek başkanları, milletvekilleri, belediye başkanlarının isimleri sayıldı.
Mitingde ilk sözü Türk Tabipler Birliği Başkanı Gençay Gürsoy aldı. Gürsoy konuşmasına Marx'ın haklılığını vurgulayarak başladı. Yaşanan sürecin "koca sakallı Marx"ı haklı çıkardığını söyleyen Gürsoy sözlerini işçi sınıfının mücadelesini selamlayarak bitirdi.
Gürsoy'un ardından ise Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği Başkanı Mehmet Soğancı söz aldı. Sözlerine Nazım Hikmet'ten bir şiir okuyarak başlayan Soğancı, konuşması boyunca mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı. Konuşmasını "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!" sloganı ile bitiren Soğancı'nın sözleri kitlenin attığı sloganlarla karşılandı.
“İnsanlık, onur ve mücadele zincirini oluşturalım!”
Mitingi düzenleyen iki temel kurum adına DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve KESK Genel Başkanı Sami Evren birer konuşma yaptılar. "Kriz geliyor", "Kriz geldi" gibi sözlerin anlamını yitirdiğini söyleyen Çelebi artık sözün bittiğini ve sıranın eyleme geldiğini belirtti. İşten çıkarmalara, zamlara, işyeri kapatmalara, askıya alınan ve imzalanamayan toplu iş sözleşmelerine, toplu ücretsiz izinlere, düşük ücrete karşı heryerin eylem alanına çevrilmesi gerektiğini vurgulayan Çelebi, DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Kararlarını okumak için kurul bileşenlerini kürsüye çağırdı.
Kurul kararlarında sermayenin saldırılarına karşı emek cephesinin talepleriyle karşı durma, işyerlerini, meydanları, mahalleleri, pazar yerlerini, okulları eylem alanına çevirme, işten çıkarmalara karşı işyerini terketmeme eylemleri örgütleme, yerellerde krize karşı mücadele kürsüleri kurma vb. maddelere yer verildi.
Tüm güçlerin birlikte mücadele etmesinin öneminden bahseden Çelebi "sol solun kurdudur, kendi kendilerini yerler" sözlerini hatırlattı ve ortak mücadeleyi yükselterek bunu söyleyenlerin suratına tokat gibi çarpacaklarını belirtti.
Çelebi konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Krize karşı kıskançlıkların yerine paylaşım ve dayanışmayı, 'bensiz olmaz' yerine 'sensiz olmaz' şiarını, öne çıkma değil sıra neferi olma alçak gönüllülüğünü, yeniden ekmeği paylaşmayı, mahallerde birlikte yürümeyi, işyererinde omuz omuz omuz mücadeleyi yükseltmenin zamanıdır.
“(...)Buradan sizleri, yanınızda kim olursa olsun elele tutuşmaya, omuz omuza durmaya, Türkiye'de en büyük insanlık, onur ve mücadele zincirini oluşturmaya davet ediyorum!”
“Bizi korkak sananlar cesaretimizi görsün!”
Çelebi'nin ardından söz alan Sami Evren de eğer gerekli tedbirler en kısa zamanda alınmazsa daha büyük eylemler düzenleyeceklerini ilan etti. “Hükümeti buradan bir kez daha uyarıyoruz, buradaki sesi duymazdan gelip, Kızılcahamam toplantınızın kararlarını bize dayatırsanız, bunun bedelini ağır ödersiniz. Taleplerimizi dikkate alan bir ekonomik ve sosyal programı hayata geçirmezseniz, buradaki onbinlere onbinler katarak Türkiye’nin sokaklarını size dar ederiz.” diyerek konuşmasını bitiren Evren “Bizleri yalnız sananlar kalabalığımızı görsün, bizi suskun sananlar çığlıklarımızı duysun, bizi uslu sananlar öfkemizi bilsin, bizi korkak sananlar cesaretimizi görsün diye işte buradayız.” dedi.
Evren'in konuşmasının ardından konfederasyon başkanları, siyasi parti başkanları ve kitle örgütü temsilcilerinini el ele sahneye çıkarak birlik mesajı verdi. Program Grup Kıble'nin sahne almasının ardından son buldu. Mitingden notlar: - Kortejin ön kısmı miting alanı olan Sıhhıye Meydanı'na ulaştığı sırada buluşma yeri olan Ankara Garı'nın önünde halen yürüyüşe başlamamış gruplar bulunuyordu.
- Kürsüden konuşmalar yapıldığı sırada alana yeni girmekte olan SDP'liler ile polis arasında gerginlik yaşandı. Polisin SDP'lilerin taşıdığı pankartların sopalarını alana almak istememesi üzerine SDP'liler bariyerlere yüklenerek alana girdiler. Polisin provokatif tavrı sonucu yaşanan çatışmada polis biber gazı ve plastik mermi kullanarak saldırdı. Saldırıya ortak bir şekilde karşı konuldu. Çatışmanın ardından polis arama noktası dağıtıldı ve arama kalktı. Geride kalan gruplar doğrudan alana giriş yaptılar. Çevredeki camların kırıldığı ve polis bariyerlerinin devrildiği saldırı sırasında plastik mermi ile bacağından vurulan bir kişinin bacağının kırıldığı öğrenildi. Polis, taş yağmuru sonrasında çekilmek zorunda kaldı.
- Yürüyüş sırasında ses aracının üzerinden kitleye hitap eden Eğitim Sen Ankara 2 No'lu Şube Başkanı Tuğrul Çulfa’nın aracın ulaştırma kavşağında köprü altından geçişi sırasında başını köprüye çarptığı öğrenildi. Kaldırıldığı Ankara Numune Hastanesi'nde ameliyata alınan Çulfa’nın sağlık durumunun ciddi olduğu belirtiliyor.  | |
|
