Proleter Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Proleter Forum

Yaşasın Devrim &Yaşasın Sosyalizm..
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Sıhhıye'yi dolduran 100 bini aşkın işçi ve emekçi faturayı ödemeyi reddetti!
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından STEEL Paz Kas. 30, 2008 9:42 pm

» Grup Kızılırmak Tüm Albümler
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:46 pm

» Ferhat Tunç
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:44 pm

» Tecavüzcüler M.T, K.H, Y.K. ile mi sınırlı?
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından STEEL Paz Kas. 30, 2008 5:43 pm

» Grup Munzur
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:43 pm

» Onur Akın
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:41 pm

» Metin Kemal Kahraman
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:39 pm

» Kardeş Türküler
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:36 pm

» Grup Vardiya Tüm Albümleri
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:23 pm

» Grup Baran
İşçilerin vatanı yoktur !! Emptytarafından KAMO Paz Kas. 30, 2008 5:15 pm

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
Ortaklar
bedava forum

 

 İşçilerin vatanı yoktur !!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
KAMO
Admin
KAMO


Mesaj Sayısı : 25
Kayıt tarihi : 28/11/08

İşçilerin vatanı yoktur !! Empty
MesajKonu: İşçilerin vatanı yoktur !!   İşçilerin vatanı yoktur !! EmptyPaz Kas. 30, 2008 11:28 am

Almanya'daki bir komünist grup olan Gegen die Strömung (Akıma Karşı)'un <<Bilimsel komünizmin temel tezlerinden birinin çarpıtılmasına karşı: "İşçilerin Vatanı Yoktur!">> başlıklı bildirisinin Türkçe olarak yayınlanan özeti. Bildiri Marksizmin bu ilkesinin özellikle Almanya'da nasıl ele alınması gerektiğini tartışıyor, bence bize de birçok açıdan örnek olabilir.

-------------------
GDS bülteni, Haziran-Ağustos 2000

Bilimsel komünizmin temel tezlerinden birinin çarpıtılmasına karşı:

"İşçilerin Vatanı Yoktur!"

"Alman şovenizmi, milliyetçi 'yeniden birleşme şamatası' çıkalı beri, işçileri ve çalışan nüfusun diğer kesimlerini, ABD emperyalizmi ve diğer büyük güçlerle yoğun bir rekabet içindeki emperyalist burjuvaziye daha sıkı kenetlemek üzere, içe ve dışa karşı giderek zorlamaya başladı.

Bilimsel komünizmin tarihsel doğum belgesi olan 'Komünist Parti Manifestosu', 'Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!' sloganıyla her türden milliyetçiliğe karşı savaş ilan etmişti. Bu husus şu anda Almanya 'da, bizler açısından son derece önemlidir. Marx ve Engels, burjuvazinin proletaryayı devrimden alıkoymak için girişeceği önemli manevralardan birisinin 'anavatan' ve 'yurtseverlik' adına çağrı yapmak olduğunu biliyorlardı. Konuyu şöyle formüle ettiler: 'Komünistler anavatanı, milliyeti ortadan kaldırmayı istemekle itham edilirler'. Marx ve Engels'in bu burjuva-demogojik suçlamaya 1848'de verdiği yanıt, o zamandan bu yana, dünya komünist hareketinin tarihi boyunca hep tartışma konusu oldu; oportünistleri ve milliyetçileri çileden çıkarmaya yetti."

".....Zaten sahip olmadıkları bir şey ellerinden alınamaz."

Marx ve Engels'in cevabıyla her şeyden önce, burjuvazinin "vatan sevgisi" için çağrı yaparken maskelediği can alıcı husus bilince çıkmaktadır: Devletin, ekonominin iktidarı kimin elindedir? Vatan kime aittir? Marx ve Engels bu saptamanın da ötesine geçti:

"... çünkü komünist güçlerin hedefi, emperyalist burjuvazinin iktidarını dünyanın hervtarafında kırmak ve uluslararası proletaryanın öncülüğünde, sömürü ve baskının, devletlerin, milletlerin ve milliyetlerin olmadığı dünya komünizmini kurmaktır..."

"...bu mücadelenin doğrudan cereyan ettiği sahne olarak ülkenin kendisi"

"Proletaryanın burjuvaziye karşı mücadelesi, içerik açısından değilse de, biçim açısından başlangıçta milli niteliktedir. Her ülkenin proletaryası doğal olarak önce kendi burjuvazisinin hakkından gelmelidir. " (Marx/ Engels, 'Komünist Parti Manifestosu ", 1848, Toplu Eserler 4. Cilt, s. 473)

Şovenistlerin Marx ve Engels' in bu temel tezini milliyetçi bir tarzda yorumlayan demagojik manevrasına karşı, teorik açıdan mümkün olan en keskin ve sert bir şekilde mücadele edilmelidir. Bu noktada aşağıdaki hususlar önemlidir:

" 'Önce kendi burjuvazisinin hakkından gelmek' -bunun anlamı, komünist güçlerin esas düşmanının 'kendi' ülkesi içinde olduğudur. Bir ülkenin komünist güçlerinin çalışma sahası ve sorumluluğu, ilk planda zora dayalı proleter devrimle, kendi esas düşmanının gerici devlet aygıtını parçalamak ve 'kendi' ülkesinde proletaryanın diktatörlüğünü kurmaktır."

" 'Önce kendi burjuvazisinin hakkından gelmek' -bunun anlamı, 'kendi' ülkesindeki mücadelenin, hiçbir şekilde zamansal olarak ya da önem sırası nedeniyle değil, sadece alansal olarak öncelik taşıdığıdır... Marx ve Engels için komünist partinin kararını belirleyen kriter, tek tek ülkeler özelinde devrimci süreç açısından neyin en uygun olduğu sorunu değildi. Tutum belirlerken önde gelen kriter, kendi ülkesinde alınan bir tavrın proleter dünya devrimini geliştirip geliştirmeyeceği, onun için yararlı olup olmayacağıdır..."

" 'Komünist Parti Manifestosu' şöyle devam eder:

"Proletarya önce siyasal iktidarı ele geçirir, milli sınıf haline gelir (1888'deki İngilizce baskıda: 'milletin yönetici sınıfı haline yükselir',- Yayınlayıcının notu) ve kendini millet halinde yeniden inşa ederken, kesinlikle burjuvazi gibi olmamakla beraber, henüz millidir.' (Marx/Engels, "Komünist Parti Manifestosu, 1848, Toplu Eserler 4. Cilt, s. 479)

'Milli, ancak kesinlikle burjuvazinin olduğu anlamda değil' -Marx ve Engels 'in bu vurgusu, milliyetçiliğe karşı yürütülen bütün tartışmalarda ve mücadelelerde son derece önemlidir. Burjuvazi dışında ve ona karşı olarak 'kendi' ülkesinden sorumlu olmak, işçi sınıfının bu ülke adına diğer halklara karşı, işçilerin büyük bölümünün de içinde olduğu halkın çoğunluğunun desteği ve göz yumması sayesinde işlenen emperyalist suçlar için de sorumluluk üstlenmesi anlamına gelir. Burada görülmektedir ki, sınıf mücadelesinin bu türden 'milli' bir biçiminin, ideolojik olarak vatanseverliğe ve milliyetçiliğe karşı mücadele bahanesi ileri sürülerek sözde radikal bir tutumla reddedilmesi, gerici bir tutuma dönüşür; Örneğin Nazi faşizminin suçları nedeniyle tazminat ödeme sorumluluğunun doğrudan ya da dolaylı olarak reddilmesi söz konusu olduğunda."

" '[Erkek] işçilerin vatanı yoktur!' -ya kadın işçilerin?" başlıklı özel bölümde, bildiri Marx ve Engels'in "işçi" sözcüğünü eril biçimiyle, işçi sınıfının tümü anlamında kullanmasından doğan sorunsalı irdeliyor. Devamında ise şu görüşler açıklanıyor:

Proletarya hegemonyası ve "anavatan" uğruna mücadele "Komünist partinin 'anavatan ' ve 'yurtseverlik' ideolojisine karşı mücadelesi, proletaryanın kendisinden farklı olarak, uluslararası sınıf niteliği taşımayan müttefiklerine doğru yaklaşmak açısından da önemlidir. Burada söz konusu olan, geçmişi ve varoluş koşulları açısından... emperyalist burjuvazinin 'anavatan' adına şoven kışkırtmalarının ağına kolayca düşebilecek küçük burjuvazinin çeşitli kesimleridir... Eğer komünist güçler bu gerçeği görmez, ona karşı doğru bir mücadele yürütmezlerse, proletarya içinde de yaşayan küçük burjuva akımı, gerici demagogların eline terk etmiş ve şovenist ideolojiye karşı mücadeleden yan çizmiş olurlar...

Yine de komünist parti baştan bilmelidir ki, bazen küçük burjuva milliyetçi akımlarla sadece ideolojik değil, pratik-politik anlamda doğrudan ciddi bir cepheleşme içine girebilir ve girecektir de."

Almanya'da devrimci gelenekler ve Alman şovenizmine karsı mücadele

"Almanya'da komünist partinin ulusal sorun konusundaki görevleri kuşkusuz 'negatif denebilecek görevlerdir. Şu husus açıkça bilinmelidir: Almanların 'ulusal duyguları'na yapılan bir çağrı, Almanya 'da, tarih içinde gelişen, gerici ve emperyalist temel tutumlara çağrı çıkarmak anlamına gelir...

Almanya'da devrimci hareketin devrimci geleneklerinin propagandasını yaptığımızda, baştan bilmeliyiz ki, böyle bir savununun amacı, emperyalist saldırganlık sergilemiş, suç işlemiş, diğer halkları sömürmüş ve soykırım da dahil olmak üzere, baskı altına almış bir ülke olarak Almanya'nın gerici tarihini, yani işin asıl özünü, öznel ya da nesnel anlamda perdelemek olmamalıdır, olamaz.

..Bu noktada Spartaküs grubunun Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht önderliğinde I. Dünya Savaşı esnasında yürüttüğü enternasyonalist mücadele veya 20'li yıllarda KPD önderliğinde Çin 'deki devrimi destelemek üzere verilen dayanışma mücadelesi gibi, cılız da olsa mevcut enternasyonalist, antişovenist mücadele geleneklerini referans almak özellikle önemlidir.

Günümüzde, Almanya'da sömürülenlerin devrimci mücadelelerine atıfta bulunmak, 'Alman ulusal bilinci'ni geliştirmek üzere değil, 'Alman milleti'nin tarihinin bütün yönleri konusunda proleter bilinç yaratmak üzere, mücadele deneyimini değerlendirmeye, mücadele azmini desteklemeye hizmet ettiği sürece doğru, önemli ve vazgeçilmezdir.

Ancak, Almanya'da ezilen sınıfların mücadelesindeki tartışılmaz başarıların, gerçek bilançoyu gizlemek veya hatta 'Alman milleti'ni bir bütün olarak, sözüm ona haksız saldırılar karşısında savunmak üzere referans alındığı her yerde, milliyetçiliğin bu türüne karşı en keskin mücadele verilmelidir...

"1945'ten sonra KPD ve SED: Alman milliyetçiliğine karşı savaş ilanı yok" başlıklı özel bölümün girişi şöyle:

"Almanya 'daki işçi hareketinin, Bebel'in SPD'sinin, KPD'nin ve SED'nin bütün yazılı kaynaklarını, ayrıca Heine'den Tucholsky'ye, Brecht'e kadar ilerici-demokratik güçlerin Alman milliyetçiliğini hedef alan bütün yazılarını gözden geçirmek, bu mücadelede Alman milliyetçiliği ve şovenizminin köklerine ne ölçüde inebildiklerini ortaya koymak gerekir..'!

Bölümün devamında, RotFront (Kızıl Cephe) dergisinin 8-9-10 numaralı sayılarından KPD ve SED'in 1945'ten sonraki tarihini ele alan bir alıntı yer alıyor. "Milli meselenin tarihine ilişkin hususlar" başlıklı diğer bir özel bölümde ise örnekler yardımıyla, milli unsurun önemli bir rol oynadığı demokratik veya devrimci hareketlerin söz konusu olduğu tarihsel durumlara ilişkin dört ayrı kategori inceleniyor. Bildirinin devamı şöyle:

"Anavatan" emperyalist bir büyük güç olan Almanya'da emperyalist burjuvazinin bir sloganıdır

"..Günümüzde Almanya 'mn milli bakımdan ezilmediğini bütün açıklığıyla ortaya koymak gerekir Almanya emperyalist bir büyük güç olduğu, başka halkları sömürdüğü ve ezdiği için, emperyalist rakipleri tarafından ezilmesinin ve işgal altına alınmasının söz konusu olmamasından ötürü, Almanya 'da haklı bir Alman milli demokratik hareketi olamaz...

Emperyalist burjuvazinin 'anavatan' ve 'yurt' gibi sözcükleri telaffuz ederek sürdürdüğü demagojinin foyası, komünist parti tarafından sanatın bütün incelikleriyle defansif değil, ofansif bir tutumla ortaya çıkarılmalıdır. Komünist parti, milliyetçiliğin kışkırttığı kesimleri emperyalist ideoloji ve politikadan adım adım koparmak için, işçi sınıfının en ileri güçlerini proleter devrime kazanmak uğruna, asla milliyetçi bir söylem izlemeyecektir. Komünist parti kimin 'daha çok yurtsever' olduğu yolunda bir rekabet içine asla girmez, tersine burjuva-milliyetçi ideolojiye karşı imha etme mücadelesi doğrultusunda bilinçle adım atmalıdır.

İşçilerin çoğunluğu devrimci komünist partilerinin önderliğinde yıllar boyu kitle mücadeleleri içinde kazandıkları öz deneyimleriyle milliyetçilik ve şovenizmin hiçbir biçiminin kendi objektif sınıf çıkarlarıyla bağdaşmadığını, 'Bütün ülkelerin proleterleri, birleşiniz!' sloganının gerçekleşmesi için mümkün olan en büyük katkıyı bütün gücünü kullanarak yapmanın, bu ideolojiden radikal bir şekilde kopmakla mümkün olduğunu kavrayacaklardır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://proleterya.yetkinforum.com
 
İşçilerin vatanı yoktur !!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Proleter Forum :: Teorik Bilgiler-
Buraya geçin: